Yatırılarak Etiyolojik Araştırma Yapılan Primer Deri Lezyonu Olmayan Şiddetli Kaşıntılı Hastalarda Kaşıntı Etiyolojisini Etkileyen Faktörler
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Orijinal Araştırma
P: 224-230
Mayıs 2019

Yatırılarak Etiyolojik Araştırma Yapılan Primer Deri Lezyonu Olmayan Şiddetli Kaşıntılı Hastalarda Kaşıntı Etiyolojisini Etkileyen Faktörler

İstanbul Med J 2019;20(3):224-230
1. University of Health Sciences, Ankara Numune Training and Research Hospital, Clinic of Dermatology and Venereology, Ankara, Turkey
2. Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of Biostatistics, Ankara, Turkey
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 19.07.2018
Kabul Tarihi: 13.12.2018
Yayın Tarihi: 12.06.2019
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Kaşıntı sık görülen bir belirti olup dermatolojik, sistemik, nörolojik, psikojenik, mikst ve bilinmeyen sebepleri vardır. Bu çalışmanın amacı sekonder deri lezyonları (SDL) ile prezente olan, dirençli kaşıntı nedeniyle hastanede yatan hastalarda kaşıntı etiyolojisini (KET) bulmak ve KET’i etkileyen faktörleri değerlendirmektedir.

Yöntemler:

Retrospektif olarak SDL olan 95 hasta (erkek/ kadın: 47/48) çalışmaya alındı. Demografik ve klinik özellikler, tanısal işlemler ve tedavi ajanları kaydedildi. KET dermatolojik ve dermatoloji dışı sebepler olarak tanımlandı.

Bulgular:

Çalışmamızda ortalama (aralık) yaş 61 (11-91) yıl ve hastalık süresi 2 (0,06-120) aydı. Kaşıntı %78 hastada dermatolojik, %22 hastada dermatoloji dışı sebeplerle ilişkili bulundu. Tek değişkenli analiz yaş, ortalama hastalık süresi, akut veya kronik seyir, 3 aydan uzun süre sürekli ilaç kullanımı, kaşıntıya yol açabilecek ilaç kullanımı, eşlik eden sistemik hastalık, polifarmasi, böbrek fonksiyon testleri ve uyku bozukluğu varlığı ile altta yatan dermatolojik sebebe bağlı kaşıntısı (DSK) olan ve olmayan hastalarda ilişki gösterdi (sırasıyla p=0,001, p=0,001, p=0,001, p=0,03, p=0,045, p=0,02, p=0,004, p=0,047 ve p=0,01). Çok değişkenli analiz kronik kaşıntısı olan hastalarla karşılaştırıldığında akut kaşıntısı olan hastalarda DSK riskinin 15,28 kat (p=0,005, 95% CI): 2.30-101,67) arttığını gösterdi. Uyku bozukluğu olan hastalarla karşılaştırıldığında uyku bozukluğu yokluğunun DSK riskini 8,22 kat (p=0,01, 95% CI: 1,67-40,56) artırdığı görüldü.

Sonuç:

Kaşıntının akut seyirli olması ve uyku bozukluğunun olmaması SDL olan kaşıntılı hastalarda DSK’nin bağımsız prediktörleridir. DSK olmayan hastalar tanı ve tedavi için uygun bölümlere yönlendirilmelidir.

2024 ©️ Galenos Publishing House