ÖZET
Amaç:
Giderek yaşlanan nüfusumuzda her geçen gün koroner arter hastalığı sıklığı artmakta ve bunların büyük bir kısmı koroner stent yerleştirilmesine ihtiyaç duymaktadır. Koroner stent yerleştirilmesinden sonra değişik kardiyoloji cemiyetleri tarafınca uzun süreli ikili pıhtı önler tedavi kullanılmasını önermektedir. Uzun süreli tedavi gerekliliğinin bir parçası olarak bu hastalar zaman içerisinde tedavi edilmesi gereken diş hastalıkları ile karşılaşabilmektedirler. Özellikle ilaç kaplı stent yerleştirilmesi sonrasında ikili pıhtıönler tedavinin en az 1 yıl kullanımının önerilmesi, olası bir diş tedavisi açısından önem taşımaktadır bu hasta grubunda ikili antiplatelet tedavinin erken kesilmesi stent trombozuna ve ölüme neden olabilir (1). Günlük pratikte çok sık karşılaşılan bu durumu, farklı bir bakış açısıyla ele alarak, diş hekimlerinin konu ile ilgili farkındalık ve mesleki yaklaşımlarını değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntemler:
İstanbul il sınırları içerisinde görev yapan rastgele seçilmiş 88 diş hekimine 13 sorudan oluşan anket uygulandı. Bu ankette koroner stentin ne olduğu, ikili antiplatelet tedavinin neden kesilmemesi gerektiği, kesildiğinde oluşabilecek sorunlar ve ne sıklıkla kardiyoloji konsültasyonu istendiği gibi sorular soruldu.
Bulgular:
Seksen sekiz diş hekiminin yer aldığı ankete göre, katılımcıların %89’unun koroner stentleri bildiği ve yine %92’sinin herhangi bir işlemden önce kardiyoloji konsültasyonu istediği sonucu çıkarken, klopidogrelin bilinme oranı ise sadece %8 olarak saptandı. İkili pıhtıönler tedavi kesildiğinde oluşabilecek “stent içi pıhtı tıkacı” kavramını sadece 1 katılımcı bildiğini ifade etti. Günlük pratikte 76 diş hekimi girişim öncesi aspirini keserken, 6 tanesi klopidogreli kestiğini belirtti. Son olarak uluslararası kılavuzlardan haberdar olanların oranı sadece %20 olarak saptandı.
Sonuç:
Türk diş hekimlerinin büyük bir kısmı koroner stentleri bilmesine rağmen stentler arasındaki farklılıkları ve özellikle klopidogreli tanımamaktadırlar. Ayrıca antiagregan tedavinin kesilmesi durumunuda oluşabilecek sorunları bilmemektedirler. Bununla birlikte günlük pratikte bu hastalara çoğunlukla kardiyoloji konsültasyonu istemektedirler. Bu konuda diş hekimlerinin duyarlılığının ve bilgilendirmelerinin arttırılması olası komplikasyonların önüne geçilmesinde etkili olabilir.