ÖZET
Amaç:
Bu çalışmada semptomatik evre 3 ve 4 hemoroidal hastalık nedeni ile Stapler Hemoroidopeksi yapılan hastalarımızdan edindiğimiz erken dönem klinik deneyimlerimizi literatür eşliğinde değerlendirerek yöntemin geçerliliğini bir kez daha sorgulamayı hedefledik.
Yöntemler:
Ağustos 2014 ile Kasım 2015 tarihleri arasında Eren Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği ve Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi bölümünde Stapler Hemoroidopeksi yapılmış olan toplam 40 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların demografik özellikleri, eşlik eden diğer anal bölge hastalıkları, ameliyat süreleri, hastanede kalış süreleri, postoperatif ağrı, komplikasyonlar ve erken dönem nüks oranları değerlendirildi.
Bulgular:
Hastaların 35'i erkek (%87,5), 5'i kadındı (%12,5). Ortalama yaş 42,3±2,1 olarak hesaplandı. Altı hastada (%15) hemoroidal hastalığa ek olarak kronik anal fissür, 2 hastada (%5) anal polip mevcuttu. Ortalama operasyon süresi 25,4±7,3 dakika, ortalama hastanede kalış süresi 24,5±4,2 saat saptandı. Bir hastada (%2,5) kanama nedeni ile postoperatif 1. gün reoperasyon yapıldı. Dört hastada (%10) postoperatif üriner retansiyon gelişti. Altıncı ay kontrol süresine erişebilen 30 hastadan (%87,5) 1 tanesinde (%3,3) perianal fistül izlenirken hiçbir hastada stenoz, striktür veya rekürrens saptanmadı.
Sonuç:
Stapler Hemoroidopekside komplikasyon oranları değişmekte olup az sayıda da olsa rektum perforasyonu, stenoz, pelvik sepsis, rektovajinal fistül gibi ağır komplikasyonlar tariflenmiştir. Bu komplikasyonlar yönteme daha mesafeli durulmasına neden olabilmektedir. Ancak bu yöntem seçilmiş hasta gruplarında ve deneyimli kliniklerde erken dönem başarı ve komplikasyonlar açısından konvansiyonel yöntemlere karşı halen iyi bir seçenek olarak geçer-liliğini korumaktadır.