ÖZET
Amaç:
Bu çalışmanın amacı, primer açık yaklaşım rinoplasti sonrası burun ucu projeksiyonunu ve nazolabiyal açı değişikliklerini short-floating kolumellar grefti ve sütür teknikleriyle karşılaştırmaktır.
Yöntemler:
Hastalar burun ucu modifikasyonu için kullanılan tekniğin türüne göre iki gruba ayrıldı. Birinci grupta shortfloating kolumellar greftler kullanıldı. İkinci grupta sadece dikiş teknikleri kullanıldı.
Bulgular:
Çalışmaya 119 primer rinoplasti hastası dahil edildi. Preoperatif nazolabiyal açı ölçümünün ortalama değeri grup 1 ve grup 2’de sırasıyla; 92,77±8,5 ve 92,14±6,7 derece idi. Grup 1’de postoperatif nazolabiyal açı ölçümü postoperatif 1., 3. ve 5. yılda sırasıyla 107,2, 104,3 ve 101,3 derece idi. Grup 2’de postoperatif nazolabiyal açı ölçümü postoperatif 1., 3. ve 5. yılda sırasıyla; 107,4, 104 ve 102,2 derece idi. Preoperatif burun ucu projeksiyon ölçümü ortalama değeri grup 1 ve grup 2’de sırasıyla; 0,605±0,07 ve 0,653±0,08 idi. Grup 1’de ameliyat sonrası burun ucu projeksiyon ölçümü ameliyat sonrası 1., 3. ve 5. yılda sırasıyla; 0,636, 0,632 ve 0,627 idi. İkinci grupta postoperatif burun ucu projeksiyon ölçümü ameliyat sonrası 1., 3. ve 5. yılda sırasıyla 0,656, 0,634 ve 0,632 olarak hesaplandı.
Sonuç:
Sütür tekniklerinin nazolabiyal açıyı korumak açısından etkili olduğunu, ancak kolumellar greftlerine kıyasla burun ucu projeksiyonunu sürdürmede etkisinin daha az olduğu anlaşılmaktadır.