ÖZET
Lenfatik yaralanma cerrahi girişimler sırasında sıklıkla olmakla birlikte, olguların %1-11’inde şilöz fistül olarak karşımıza çıkmaktadır. Karaciğer rezeksiyonları sonrasında yüksek debili şilöz fistül nadiren görülen bir durum olmakla beraber, protein kaybına bağlı olarak ortaya çıkan ciddi mekanik, nütrisyonel ve immünolojik bozukluklar sonucunda ampiyem ve peritonit gibi yaşamı tehdit eden ciddi komplikasyonlar tabloya eşlik edebilir. Burada, 58 yaşındaki Klatskin tümörlü (Bismuth-Corlette, 3A) bir erkek hastamızda yaptığımız sağ hepatektomi sonrasında ortaya çıkan yüksek debili bir şilöz fistül olgusu sunulmuştur. Yapılan 4 haftalık tıbbi (yağdan fakir diyet, somatostatin) tedaviye ve tüp drenaja rağmen günlük şilöz fistülün 600- 1800 cc/gün arasında değişerek devam ettiği gözlendi. Sürecin uzaması nedeniyle, hastaya düşük doz radyoterapi uygulamasının yapılmasına karar verildi. Hastaya günlük 150 cGy fraksiyone dozda 8 günlük radyoterapi protokolü (toplam 1200 cGy) uygulandı. Uygulama sonrası 1. günde drenaj miktarı 150 cc’ye ve sonraki 3 günde toplam 50 cc’ye indi ve dren çekildi. Hasta post-operatif 18 aydır problemsiz izlenmektedir. Literatürde medikal tedaviye dirençli şilöz fistüllerin tedavisi amacıyla girişimsel ve cerrahi pek çok multimodal prosedür tanımlanmıştır. Tedavide radyoterapi uygulaması ile ilgili çalışmalar ise çok azdır. Olgumuzda uyguladığımız düşük doz farksiyonize radyoterapi uygulamasının tedaviye dirençli olgularda alternatif bir tedavi yöntemi olabileceğine inanıyoruz.