ÖZET

Granüler hücreli tümör çoğunlukla deri, dil ve oral kavitede tek bir nodül olarak oluşan nadir, benign bir tümördür. Abrikossoff tarafından tümörün ilk olarak kas dokudan kaynaklandığı düşünülmüş ve granüler hücreli miyoblastom olarak adlandırılmıştır. Günümüzde yapılan ultrastriktürel çalışmalar ve S100 proteini antikor boyama (S100), nöron spesifik enolaz gibi boyalar bu tümörün periferik sinirlerin Schwann hücrelerinden kaynaklandığını doğrulamaktadır.

Kırk sekiz yaşında erkek hasta yaklaşık 5 aydır sol lomber bölgede büyüyen kitle nedeniyle başvurdu. Dermatolojik muayenesinde sol lomber bölgede 5 x 4 cm çapında pembe-kahverengi renkte tümör izlendi. Tümör palpasyonla sertti. Merkezinde 1 cm çapında ülser mevcuttu. Sınırları düzenliydi. Lezyonun histopatolojik incelemesinde; epidermiste psödoepitelyomatöz hiperplazi, dermiste geniş eozinofilik sitoplazmalı, sitoplazmalarında ince granüller içeren, çok sayıda oval yuvarlak nükleuslu hücrelerden oluşan tümöral infiltrasyon saptandı. Sitoplazmik granüller Periyodik asit-Schiff (PAS) boyası ile ve S100 boyama ile pozitif boyandı. Klinik ve histopatolojik özelliklerle granüler hücreli tümör tanısı konuldu.

Granüler hücreli tümörün klinik tanısı zordur ve histopatolojik bulgulara bağlıdır. Tipik tutulum bölgeleri dışında, bizim olgumuzda olduğu gibi herhangi bir bölge tutulabilir. Granüler hücreli tümör iyi prognozlu benign bir neoplazmdır. Tümörün 4 cm’den büyük olması, ülserasyon, lenfadenopati varlığı ve hızlı büyümesi maligniteyi akla getiren bulgulardır. Bizim olgumuzda lezyon 4 cm’den büyük olmasına, hızlı büyümesine ve ülserasyon içermesine rağmen histopatolojik özellikler benigndi. Geniş lokal eksizyon sonrası 13 aylık takiplerinde rekürrens izlenmedi.