ÖZET
Anafilaksi, mast hücre ve bazofillerden ani mediatör salınımına bağlı gelişen akut, hayati tehlikesi olan sistemik aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Kısa sürede kendi kendine düzelebileceği gibi doğru müdahaleye rağmen ölümle de sonuçlanabilmektedir. Görülme sıklığı giderek artmaktadır. Erişkinlerde en sık anafilaksi sebebi ilaç olarak bildirilmekte ve ilaçlar içerisinde ağrı kesici ve antibiyotikler ilk sırada yer almaktadır. Klinik olarak tüm sistemleri etkileyebileceği gibi en sık deri, solunum, kardiyovasküler ve gastrointestinal sistem tutulumu görülmektedir. İmmunolojik (IgE ilişkili ya da IgE bağımsız) ya da immünolojik olmayan (direk mast hücre ya da bazofil degranülasyonu) mekanizmalara bağlı olarak gelişebilmektedir. İlaca bağlı anafilaksi için risk faktörleri net olarak tanımlanamasa da ileri yaş, afro-amerikan ırk, platelet aktive edici faktör (PAF) asetilhidrolaz seviyesinde azalma ve eşlik eden sistemik mastositoz varlığı riski artırabilmektedir. Ayrıca beta bloker, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü, anjiyotensin reseptör blokeri ve proton pompa inhibitörü gibi bazı ilaçların eş zamanlı kullanımı reaksiyon ciddiyetini artırabilmekte ve tedaviye yanıtı güçleştirebilmektedir. Anafilaksi gelişen bir hastada ilaca bağlı olduğu düşünülüyorsa, anamnez önemli olsa da pek güvenilir değildir. Her ilaç için valide edilmiş deri testi bulunmadığı için deri testlerinin tanıdaki yeri maalesef kısıtlıdır. Suçlu ilaç ile provokasyon testi çok riskli olduğu için bu hastalarda önerilmemektedir. In vitro olarak triptaz ya da histamin ölçümü anafilaksi tanısında oldukça yardımcı tekniklerdir. Serum ilaç spesifik IgE ölçümü ya da bazofil aktivasyon testleri in vitro olarak suçlu ilacı saptamada yardımcı olabilecek yöntemlerdir. Bu derlemede, ilaca bağlı anafilaksi birçok açıdan değerlendirilecektir.