ÖZET
Amaç:
Kristalin lensin ya da göz içi merceğinin (GİL) vitreusa lükse olduğu olgularda pars plana vitrektomi (PPV) ile birlikte skleral fiksasyonlu göz içi lens (SF-GİL) implantasyonu yapılan olguları değerlendirmek.
Yöntemler:
Göz içi merceğinin ya da nükleus drop nedeniyle, ocak 2013 ve ocak 2015 tarihleri arasında, PPV ve SF-GİL implantasyonu yapılan 24 hastanın 24 gözü retrospektif olarak değerlendirildi. Preoperatif ve postoperatif bulgular ile komplikasyonlar değerlendirildi.
Bulgular:
Yaş ortalaması 65,75±13,44 (32-87) yıldı. Ortalama takip süresi 21,29± 7,17 (9-33) aydı. Olguların 14’ü GİL dislokasyonu, 10’u nükleus ya da nükleus parçası drobu tanısı ile opere edildi. Disloke GİL’lerden 6’sı tek parça katlanabilir, 6’sı üç parçalı katlanabilir, 2’si PMMA lens idi. Göz içi merceği dislokasyonu olgularında 7 vakada vitreusa düşen GİL, 7 vakada ise yeni bir GİL skleraya sütüre edildi. Tek taraflı skleral fiksasyon 9 olguya yapıldı. SF-GİL 9 vakaya skleral flep açılarak, 15 vakaya skleral flep açılmadan yapıldı. Operasyondan öncesine göre operasyondan sonra Snellen eşeline göre düzeltilmiş görme seviyesi, vakaların 12’sinde (%50) 2 sıra veya daha fazla artmış, 8’inde (%33,3) aynı, 4’ünde (%16,6) 2 sıra ya da daha fazla azalmış olarak saptandı. Postoperatif 1 olguda (%4,16) yırtıklı retina dekolmanı, 2 olguda (%8,16) göz içi basınç artışı, 4 olguda (%16,66) skleral fiksasyon sütür ekspozisyonu, 2 olguda (%8,32) kistoid maküler ödem saptandı. Hipotoni, koroid dekolmanı, endoftalmi saptanmadı.
Sonuç:
Nükleu düşme ve GİL dislokasyonlarında PPV ve SF-GİL implantasyonu, optik rehabilitasyon sağlayan bir yöntemdir. Komplikasyonlara neden olabileceği göz önünde bulundurarak, dikkatle uygulanabilecek bir yöntem olduğu düşünüldü.