Akut Myeloid Lösemi Prognozunu Belirlemede Flowsitometrik İmmunfenotipleme Kullanışlı mıdır?
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Orijinal Araştırma
P: 200-204
Aralık 2017

Akut Myeloid Lösemi Prognozunu Belirlemede Flowsitometrik İmmunfenotipleme Kullanışlı mıdır?

İstanbul Med J 2017;18(4):200-204
1. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bölümü, Eskişehir, Türkiye
2. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Eskişehir, Türkiye
3. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, Eskişehir, Türkiye
4. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı, Eskişehir, Turkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 28.10.2016
Kabul Tarihi: 31.05.2017
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Akut myeloid lösemi (AML), kan veya kemik iliğinde myeloblast birikimine neden olan, agresif klonal myeloid bir neoplazidir. Çalışmamızın amacı, AML tanısı konulan hastalarımızın immunfenotipik bulgularının prognoz üzerine etkilerini saptamak ve sonuçlarımız ile literatür verilerini karşılaştırmak ve literatüre katkı sağlamaktır.

Yöntemler:

Çalışmaya 2008-2015 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalına bağlı Hematoloji Bilim Dalında, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2008 akut lösemi tanı kriterlerine göre tanısı konulmuş, "7+3" remisyon indüksiyon kemoterapisi alan, kemik iliği aspirasyonundan flowsitometrik immunfenotiplemesi yapılan altmış beş yaş altı 100 hasta alındı.

Bulgular:

Olguların 52 (%52)’si erkek, 48 (%48)’i kadın olup, tanı sırasındaki yaş ortalamaları 49±11,4 (18-62) yıl idi. Total sağ kalım süresi 203,0±74,6 (0-1666) gün, hastalıksız sağ kalım süresi 137,0±46,7 (0- 1588) gün olarak saptandı. İndüksiyon kemoterapisine yanıt oranları; %53 (n=53) tam yanıt, %16 (n=16) yanıtsız, %31 (n=31) oranında indüksiyon esnasında ölüm olarak bulundu. Hastaların son durum analizinde %35 (n=35)’i remisyonda olup, %65 (n=65)’i ise kaybedilmiştir. CD34 ve CD7 pozitifliği, sitogenetik risk grupları, tam remisyon, hastalıksız ve genel sağkalım süresi açısından CD56 pozitif ve negatif grup arasında fark saptanamamıştır. Panmyeloid belirteçlerin (CD13, CD33, CD15, MPO) varlığının sağkalım üzerine etkisi saptanamamıştır. Aberran belirteçlerden CD 19, CD7 ve CD2 varlığının da prognoz üzerine etkisi yoktur. Tdt koekspresyonu sağkalım üzerine etkili tek kötü prognostik antijendir.

Sonuç:

AML prognozu üzerine, blast yüzeyindeki antijenlerin tek başına bir etkisi olmadığını, hastaların immunfenotipik, sitogenetik ve diğer prognostik faktörlerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

2024 ©️ Galenos Publishing House