ÖZET
Perkütan koroner girişimlerde, sorumlu arterin açılmasına rağmen, miyokardial perfüzyonun sağlanamaması "no-rejlow" fenarneni olarak tanımlanır. Adenin nükleotit metabolitlerinden biri olan ürik asidin hem iskemi sırasında, hem de reperfüzyon sırasında ıskemik dokulardan salındığı gösterilmiş ve iskemik hasar ile reperfüzyon hasarında rol oynayabileceği düşünülmüştür. Biz çalışmamızda ST elevasyonlu akut miyokard infarktüsü tanısı alıp, primer perkütan girişim uygulanan hastalarımızda, işlem sonrası anjiyografik olarak no-rejlow fenomeni gelişen ve gelişmeyen gruplarda ürik asit değerlerini karşılaştırdık.
Çalışmaya 47 hasta alındı. Olguların hastaneye gelişinde kan örnekleri alınarak ürik asit sayımı yapıldı. Hastalar primer perkütan gırişim sonrası Miyokardial Blush Grade (MBG) derecelerine göre iki gruba ayrıldı. Buna göre MBG O ve 1 olan olgular no-rejlow fenomen i var, MBG 2 ve 3 olan olgular no-rejlow fenarneni yok, olarak kabul edildi. Iki grup mutlak ürik asit değerleri açısından karşılaştırı/dı ve no-reflow fenarneni gözlenen hastaların ürik asit değerleri ortalaması 6,680±1 ,11 iken, no-reflow gözlenmeyen grupta 5,066±0,68 idi. İki de- ğer arasındakifark istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. (p<0,05) Akut miyokard infarktüslü hastalarda daha yüksek ürik asit değerlerine sahip olmanın, daha sık no-rejlow fenarneni gelişimine neden olduğu sonucuna vardık.