ÖZET
Metabolik sendrom son yıllarda tıpta adından en çok bahsedilen endüstrileşme, zenginleşmeye bağlı aşırı beslenme ve fiziksel inaktivite hastalığı olarak kabul edilmektedir. Batılı yaşam stilinin benimsenmesi ile artık birçok toplumda metabolik sendrom epidemisi ile karşı karşıyayız. Artan obezite, diyabet, hipertansiyon, dislipidemi ve bunların sonucunda artan kardiyovasküler hastalık riski kaçınılmazdır. Ideal kilonun %35-40 üzerine çıkıldığında insülin direnci oluşmaktadır. Kardiyovasküler hastalıklar için risk oluşturan faktörlerinin bir arada olması ile karakterize olan metabolik sendromun patogenezinde insülin direnci ve santral obezite önemli etkilere sahiptir.
Biz çalışmamıza polikliniğe daha önce diabet, hipertansiyon gibi kronik bir hastalık tanısı almayan herhangi bir nedenle polikliniğe başvuran 100 hasta aldık. hastaların yaşları 16 ile 71 arasında olup, olguların polikliniğe başvurularında bel çevreleri ölçüldü, tansiyon/arına hakıldı ve kan örnekleri alındı. Sonuçlar tek yönlü varyans analizi, tukey testi ve tamhane testi ile çoklu karşılaştırma yapıldı. Metabolik sendrom sıklığı %34 olarak tespit edildi.
Kardiyovasküler hastalık için risk teşkil eden metabolik sendromun popülarite si her geçengün biraz daha artmaktadır.