ÖZET
Amaç:
Sigara içmek aterosklerotik hastalıklar için önlenebilir en önemli risk faktörlerinden biridir. Bu çalışmada, akut koroner sendrom (AKS) sonrası sigara içme davranışı ile taburculuk sonrası sigara içme durumunu etkileyen faktörler değerlendirildi.
Yöntemler:
Hastalara ait, Fagerström Nikotin Bağımlılığı testi skoru, hastaların sosyodemografik durumu, AKS tipleri ve uygulanan tedavi yöntemleri kaydedildi. Koroner arter hastalığının yaygınlığını ve şiddetini değerlendirmek için Gensini skorlama sistemi kullanıldı. Hastalara taburcu olduktan bir, üç ve altı ay sonra, sigara içme durumlarını, yeniden başlama nedenlerini, hastalıklarının nükslerini değerlendirmek için telefon görüşmeleri yoluyla ulaşıldı.
Bulgular:
Hastaların %45’i ST yükselmeli miyokard enfarktüsü nedeniyle tedavi edildi ve %43,2’sinde (n=48) yüksek veya çok yüksek bağımlılık düzeyleri vardı. Erken semptomlarla başvuran hastaların sigarayı bırakma oranı daha yüksekti (p=0,009). Sadece %78,4’ü taburcu olduktan sonra sigarayı bırakmayı düşünmüştü. Hastaların 74’üne (%66,6) kateter bazlı girişim uygulandı. Sigara içmeye yeniden başlama oranları taburcu olduktan sonraki 1., 3. ve 6. ayların sonunda sırasıyla %20,8 (n=15), %42,6 (n=32) ve %53,9 (n=41) idi. Gensini skoru, sigarayı bırakanlarda daha yüksek olma eğilimindeydi (p>0,05). Medikal takip kararı verilen hastalarda 6. ayın sonunda sigara içme oranı daha yüksekti (p<0,05). Hastaların sadece %28,8’i (n=32) aile hekimlerinden sigara bırakma hakkında bilgi aldığını ve %3,6’sı (n=4) sigara bırakma polikliniğine başvurduklarını belirtmiştir.
Sonuç:
AKS geçiren hastaların sigara bırakma oranları düşüktür ve takip eden dönemlerde sigara tüketim oranları artma eğilimindedir. Türkiye’de, aile hekimleri bu konuda daha aktif rol almalıdır.